Bilişim Yıldızları 2013

Değerli Bilişimciler, Değerli  Yarışmacılar ve Konuklar,

Bilişim Yıldızları ödül törenine hoş geldiniz. Hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.  Geleneksel hale gelen ve bugün 5.cisi yapılan Bilişim Yıldızları ödül törenine geçen yıl olduğu gibi açılış konuşmacısı olarak beni davet ettiğiniz için TBD İstanbul Şubesi Yönetim Kuruluna ve Bilişim Yıldızları Organizasyon Kuruluna teşekkür eder, sizlerle tekrar birlikte olmaktan duyduğum mutluluğumu ifade etmek isterim.

Geçen yıl Bilişim Yıldızları yarışmasının açılış konuşmasını yaparken Global Inovasyon Index sıralamasında Türkiye’nin yerini belirtmiştim. Global Inovasyon Index 2012 raporunda 34.1 endeks (en yüksek 68.2 ile işviçre) 141 ülke arasında 74. Sırada olduğumuzu ve yine ICT Gelişim Endeksine diğer bir değişle Bilgi Toplumunun göstergesi olan raporuna (ITU report, 2012) göre 4.42 endeks değeri ile 152 ülke arasında 59. sırada olduğumuzu, OECD ülkeleri arasında ise 30. sırada yer aldığımızı. Ancak Dünya ortalaması olan 4.09’luk göstergenin üzerinde olduğumuzu belirtmiştim. Sonuç olarak birinci ligden süper lige çıkabilmek için ICT endeksinde geometrik bir artış hızına ihtiyaç duyduğumuzu ve ekonomik gelişme için inovasyon ve girişimciliğin önemine değinmiştim.

Bugün sizlere inovasyon yönetimi konusuna endeks ve sıralama değerlerini güncelleyerek tekrar değineceğim:

Küresel İnovasyon Endeks (Cornell, INSEAD, WIPO) sıralamalarına bakıldığında;

Yıl Puan Sıralama    Etkinlik                    Oranı              Sıralama
2011 34,11   65               0.80                    28
2012 34,1   74               0.82                     40
2013  36,03   68               0.90                     29

2011 yılına göre daha iyi durumda olduğumuzu söylemeyiz, endeks hesabında kullanılan alt göstergelere bakıldığında ticaret ve rekabet de de 84,4 puanla 12 sırada yer alırken, eğitim göstergesinde 40,8 puanla 102. sıradayız, eğitim göstergesi sıralamamızı düşürmekte önemli bir rol oynuyor. Küresel İnovasyon Endeks sıralamasında ilk 5’e baktığımızda İşviçre (66,59), İşveç (61.36),  İngiltere (61.25), Hollanda (61,14), Amerika Birleşik Devletleri (60,31) puanlar alarak dünya liderliğini sürdürerek ilk 5 de bulunuyorlar.  Türkiye bölgesel olarak 2012 yılına kadar Avrupa ve Orta Asya da değerlendirilirken 2011 sonrasında Kuzey Afrika ve Batı Asya bölgesinde değerlendirmelere alınmıştır! Bu bölge kapsamında bulunan 20 ülke dikkate alındığında 10.uncu sırada yer almaktayız.  2013 raporunda hesaplanan diğer bir sıralama ise etkinlik sıralaması, çıktı değerlerinin girdi değerlerine oranı kullanılarak sıralanmıştır.  Buna göre 0.90 etkinlik oranı ile 29.uncu sırada yer almamız sevindiricidir.  Avrupa ülkeleri arasında yapılan diğer bir endeks çalışmasında son 5 yılın endeks değerlerine bakıldığında (0.188, 0185, 0.201, 0.209, 0.214) büyüme oranı ortalama %3.56 ile yükselme eğilimi göstermiş Avrupada 34 ülke arasında sondan 3.üncü sıraya yükselmiştir.

Bilindiği üzere İnovatif düşünce çok farklı düşünmek, hiç olmayan bir şeyi düşünmek değil, bize başarı getirecek veya daha çok fayda sağlayacak bildiğimiz şeyleri farklı açıdan ele almak farklı bakış açılarıyla konulara yaklaşabilmektir. Özellikle Bilişim Teknolojilerinin nimetlerinden yararlanarak işlerimizi elektronik ortama taşıyarak global pazarlara açılabilmektir. Sanayi toplumundan Bilgi Toplumuna geçişte bilgiden daha çok ekonomik değer yaratan ülkelerin rekabet güçleri artmıştır. Özellikle inovasyon geliştirme, teknoloji yönetimi ve AR-GE’ye yatırım yapan ve inovasyon sıralamasında başı çeken ülkelerin çeşitli sektörlerde lider konuma yükseldikleri ve rekabet üstünlüğü kazandıkları çok açık görülmektedir.

Günümüzde İnovasyon, globalleşen ekonomide rekabetçiliği sağlayan bir unsur olarak öne çıkmaktadır. İşletmecilik açısından bakıldığında yönetim ve organizasyon yapılanmalarında, üretim, finans, pazarlama alanlarında ekonomik değer yaratan yeni fikirlerin üretilmesi ve yönetilmesi daha da önemli hale gelmiştir.  Apple, Google, Facebook, Youtube gibi marka değeri yüksek şirketlerin entelektüel sermayeleri, fiziki sermayelerinden çok daha yüksek değerde olduğu bilinmektedir. İş dünyası yeni fikir üretebilen, bu fikirleri projelendiren ve ekonomik değere dönüştürebilen bireylere ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle üniversitelerde İnovasyon Yönetimi, Girişimcilik İş Kurma ve Geliştirme, Stratejik Teknoloji Yönetimi, Proje Yönetimi, Bilişim Sistemleri ve Karar Verme, Bilgi Yönetimi konularını ele alan dersler ve yeni programlar açılmış ve giderek de sayıları artmıştır. Bu konularda şirket içi eğitimlere de önem verilmesi şirketlerin gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Dünyada 3. Kuşak üniversiteler inovatif ve girişimci üniversite olabilmek için yeniden yapılanmış ve ülke ekonomilerine ve topluma daha yararlı olabilecek çalışmaların içine girmişlerdir. Ülkemizde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının başlattığı inovasyon ve girişimcilikte Türkiye Üniversiteleri sıralaması üniversitelerimizi harekete geçirmiş ve Eğitim ve Araştırma faaliyetlerinin yanısıra inovatif ve girişimci üniversite olabilmenin yapılanması içine girmişlerdir. Bu sıralama çalışması üniversiteleri rekabete sokmuş ve çalışmalarını hızlandırmasını sağlamıştır. İnovasyon’un birinci aşaması yeni fikri ortaya çıkarmak sonra da bu fikri ticareleştirerek ekonomik değer yaratmaktır (ürün, metod, hizmet gibi çıktı değerlere dönüştürmektir). İnovatif (yenilikçi) düşünceleri ortaya çıkarmak kadar bunları yararlı ve kullanılan bilgiye, hizmete ve ürüne dönüştürerek kullanılır hale getirmek çok daha önemlidir (etkinlik oranı).  Üniversitelerimizde de üretilen çok sayıda bilginin topluma, iş hayatına ve sanayiye yansıtılamadığını görüyoruz. Örneğin üretilen tezler raflarda tozlanırken burada üretilen yöntem ve faydalı bilgilerin kullanılmadığını ve topluma, sanayide kullanılmadığını görmekteyiz. Üniversite Sanayi İşbirliği kapsamında Teknoloji Transfer Ofislerine, Teknokent yapılanmalarına daha çok ihtiyaç duyulmakta ve bu organizasyonların da kurulmasın yanında işlevsel hale getirilmesi daha da önem kazanmaktadır. Buradan yarışmacılara vermek istediğim mesaj ürettiğiniz projeleri kullanıma açarak ve ticareştirerek ekonomik değer yaratmanız ve sürekli olarak projelerinizi geliştirmeniz ve çıktı değerlerini yükselterek daha çok katma değer yaratmanızdır.

TBD tarafından düzenlenen Bilişim Yıldızları yarışmasının da E-Dönüşümde ne kadar faydalı olduğunu ve inovatif düşünceleri ve girişimciliği teşvik etmekte çok önemli bir rol oynadığını vurgulamak istiyorum. Bu nedenle 5.cisi yapılan Bilişim Yıldızları E-Dönüşüm Yarışmasını geleneksel hale getiren başta Serdar  Günizi olmak üzere ve bu yarışmaları sürdüren TBD İstanbul Şubesi Başkanı Ahmet Tosunoğlu ve yönetimini, ayrıca katkı veren herkesi kutluyor ve alkışlıyorum.

Özellikle bu yarışmaya yarışmacı olarak katılan adayları ve ödül alanları şimdiden tebrik ediyor, projelerinin katma değer yaratması için çalışmalarını sürdürmelerini diliyor ve bir Çin atasözü ile konuşmamı tamamlamak istiyorum: “Be not afraid of growing slowly, be afraid only of standing still. Yavaş büyümekten korkma sadece hala aynı yerde kalmaktan kork!”

Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

M. Erdal Balaban

TBD İstanbul Şubesi
Onur Kurulu Üyesi

4 Ekim 2013

Arkadaşlarınızın arasında ilk siz paylaşın..Share on Facebook
Facebook
Share on Google+
Google+
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on LinkedIn
Linkedin
Facebook
Twitter