Yeni Yıla Dijital Bakış: Hoşgeldin 2019!

Yeni yılımız 2019’a dijital açıdan bakış öngörülerimi paylaşmadan önce yeni yılın hepimize sağlık, huzur, barış, şans, mutluluk, neşe, sevgi, mümkünse aşk ve bol kazanç da getirmesini dilerim. Bunların dışında beklentiniz var mı bilmiyorum ama kısaca 2019 da her şeyin gönlünüzce olmasını diliyorum. Yazımın sonunda yazacağımı baştan yazayım ki bundan sonrasını okumayanlar için dileğim anlaşılsın, okursanız da sevinirim, geleceğe daha güzel bakmanızı sağlayabilirim. Geçen yıl da 2018’e teknolojik açıdan bakmış ve gelecekten korkmayın diye görüşlerimi sizlerle paylaşmıştım. Bakalım bu yıl içimden gelen ses ne diyor?

Gelecek ile ilgili konuşanlar var, geleceğe kafa yoran bu düşünürler, futuristler, geleceği önsezenler olarak, bize geleceği düşündürüyor hatta hayal ettiriyorlar. Bu arkadaşlar pozitif yönde değişimi öngörüyorlar hatta “gelecek güzel gelecek” diyorlar, buna değişim değil dönüşüm diyorlar. Evet giderek dijitalleşiyoruz. Bu hızlı değişime bilişimciler de dijital dönüşüm diyorlar. Bilim insanları(veya veri bilimciler) yeni algoritmalar yazıyorlar, algoritmaların anlaşılmasını ve daha iyilerinin geliştirilmesi için hızla çalışıyorlar. Rekabetde önde olmak için veriye dayalı öğrenen makineler ve modeller geliştiriyorlar. Teknolojideki değişimler de o kadar hızlı geliyor ki, bu yavaş yavaş değil ani değişim olarak geliyor. Her şey o kadar hızlı olacak ki, gerçek zamanlı (real time) bir bakmışsınız başka bir dünyada yaşıyoruz gibi olacak, bu çağın adı dijital çağ olacak. İyi mi kötü mü olacak nasıl olacak? biraz da bizim nasıl istediğimize bağlı olacak gibi görülüyor. Kimler için zor? tabi ki bu uyumu sağlayamayanlar veya bu çağa geçişi yönetemeyenler için çok zor olacağı kesin gibi görülüyor.
Yaş almış olanlar, kendinizi eski çağ insanı gibi bakılmasını istemiyorsanız veya çağın gerisinde kaldığınızı hissetmek istemiyorsanız, siz de bu yeniliklere bir ucundan tutunmanız gerektiğini düşünüyorum. Bizim kuşak(bkz. baby boomer kuşağı) çok daha şanslıyız, kime nasip olur ki, hem eski çağı yaşamış hem de yenilikleri ve hızla değişen yeni dünyayı yaşayabilmek. Bizlerin hibrit(veya melez) yaşayacağı malum, hem eskiyi hem yeni dünyayı ömrümüze sığdırıyoruz, yeni nesil bunu hiç bilemeyecek. İstediğimizde kendimizi doğaya atacağız, sosyal hayatın da içinde akıp gideceğiz. 2015 yılından sonra doğmuş çocuklara yarının gençlerine anlatacak çok şeyimiz olacak ama tam olarak anlatabileceğimizden kuşku duyuyorum. En iyisi biz istediğiniz gibi yaşayalım, dünyayı onlar değiştirirken biz de kendimizi değiştirerek mutlu kalabilmenin yoluna bakalım. Yeri geldiği zaman teknolojinin nimetlerinden yararlanalım, bilgiye istediğiniz yerden istediğimiz zaman ulaşalım. Yeri geldiği zaman da bu teknolojilerden uzaklaşıp kendimizi doğaya bırakalım, istediğimiz şeyleri yapalım. Var mı bizden şanslısı? Gelecekte robotlar gelecekmiş, hayatımızı onlar yönetecekmiş! Geleceklerse biran önce gelsinler ki; işimiz, hayatımız kolaylaşsın, mutfağımıza mutfak robotu olarak girdiler, mutfak işleri hızlandı kolaylaştı. Şimdi de iş ve sosyal hayatımıza her alanda (şehirlere, binalara, fabrikalara, hastanelere, okullara,… ) akıllanarak gireceklermiş, korkulacak bir şey yok. Geçen yıl ki yazımda (ne çabuk da geçti bir yıl!) ifade ettiğim gibi (bkz. http://erdalbalaban.com/yeni-yila-dijital-bakis/#more-1817) keşke şimdiye kadar gelişmiş ve akıllı olarak gelselerdi bizler de kendimize, dostlarımıza hobilerimize daha çok zaman ayırabilseydik, hatta önümüzdeki yerel seçimlerde en iyi eğitilmiş robotu seçebilseydik:) İnanın ki insan oğlundan daha az hata yapacaklardır ve daha rasyonel karar verebileceklerdir. Yeter ki onları kodlayanlar iyiniyetli olsunlar! Ama bir sorumluluğumuz var ki bunu mutlaka yeni nesile vermeliyiz, sadece kendimiz için yaşamayıp, yarını tasarlayacak gençlere toplum yararına bir şeyler yapmalarını yani teknolojiyi toplum yararına; iş hayatını ve insan hayatını kolaylaştıracak şekilde tasarlamalarını ve bu doğrultuda girişimci olmalarını ve kullanmalarını sağlamalıyız. Bu nasıl olacak hadi ailede bunu çocuklarımıza veya torunlarımıza uyguladık, bu yeter mi? Tabi ki yetmez, eğitim sistemine entegre etmeliyiz, teknolojiye yönelik eğitimlerini düşünürken sosyal insan olmaları ve topluma, çevreye karşı duyarlılıklarını korumalı ve kültürel değerlerimizi onlara aktarmalıyız. Bu sorumluluk ders gibi kalıplar içinde, dayatmayla verilemez ancak sivil toplum örgütlerinin toplumsal projelerinde olduğu gibi uygulamalı olarak insana dokunarak, yaşayarak yaptırılabilir. Gelecekte, teknolojinin hakim olması ile spordan, sanattan uzaklaşmak ve kültürel değerlerimizi koruyamamaktır tek korkum. Sadece e-spor, e-sanat, e’ler ile olmaz bu dönüşüm, kandırmaca olur, işin kolayına kaçmak olur, işin estetiği güzelliği kaybolur. Bu nedenle çocuklarımıza yapmamız gereken aşı bu. Nasıl mı? Fidan yaşken eğilir misali çocukluktan başlayarak ve okulda bu alışkanlıklarını devam ettirerek.
Gelecekte okullar, sınıflar kalmayacak öğrenme heryerden okul dışında olacak daha iyi ve daha kolay olacak deniyor ama tabi ki öğrenme konusunda mentörler veya çocuklarımıza rehberlik yapabilecek eğitimcilerimiz olmalıdır. Bana göre okullar kapatılmasın! Hem okul dışında öğrendiklerimizi paylaşacağımız, tartışacağımız yerler olarak kalmalı hem de bu okullar, sporun sanatın yapıldığı, icra edildiği yerler olarak kalmalıdır. Sizler de gelecekten korkmayınız nasıl bir gelecek istiyorsanız öyle olacak, o zaman nasıl bir gelecek istiyorsak gençlere siparişini şimdiden verelim! Geleceği fazla konuşmadan, çok uzaklara gitmeden bugün ve yakın gelecekte neler yapacağımızı konuşmak ve uygulamak durumundayız. Şüphesiz, dijital dönüşümün metodolojisini de yazmalıyız, her işte yaptığımız gibi alaylı olmaz bu iş, üniversitelerimiz de bu konuda sorumluluk almalıdır. Bu dönüşümün dokunacağı her alandan uzmanlar ile birlikte çalışarak bilimsel ve sistemli olur bu dönüşüm, aksi halde bu dönüşümün seyircisi ve tüketicisi olarak kalırız. Günlük siyasetten uzak, sorunlarımıza çözüm odaklı, yeni projeler ve yeniliklerle dolu, hep birlikte barış içinde yaşayacağımız daha iyi bir yıl diliyorum.
Hadi bakalım kolay gelsin, 2019 hepimize mutlu ve güzel gelsin.

Sevgi ve Saygıyla,

M. Erdal Balaban
31 Aralık 2018

Arkadaşlarınızın arasında ilk siz paylaşın..Share on Facebook
Facebook
Share on Google+
Google+
Tweet about this on Twitter
Twitter
Share on LinkedIn
Linkedin
Facebook
Twitter