Kaynak: Genç Girişim, Mayıs 2006.
Geleceğin Yönetici’leri Kim Olacak?
Sevgili öğrenciler, derginizin bu sayısınin ana teması gelecek ile ilgili olacağı için bende yazımda sizler için geleceğin yöneticisini öngörmek olacaktır. Ders aralarında sözel olarak aktardığım mesajlarımı bu kez yazılı olarak aktarmaya çalışacağım. Değişimi çok hızlı yaşıyor ve bu değişim içinde de işletmeciliğin ve yöneticiliğin profili de şüphesiz değişiyor. Nasıl bir profil derseniz, bilgiden daha çok yararlanan, bilgiden değer yaratan bilgi yöneticileri prtofili. Bilgi Yöneticileri (Chief of Knowledge Officer) olarak adlandırılan yönetici profilinde şüphesiz bilgi/bilişim teknolojilerinden daha çok yararlanabilen yöneticiler olacaktır.
Bilişim Teknolojilerindeki(BT) gelişimin hızına yetişemiyoruz, özellikle yoğun rekabet ortamında bulunan günümüzün işletmeleri ayakta kalabilmenin savaşını vermektedirler. Bu teknolojileri etkin kullanan ve onların en önemli çıktısı olan bilgiden yararlanan işletmeler rekabet ortamında önemli avantaj sağladıkları bilinmektedir. Size düşen görev ise işletmeler için en önemli araç olan bilgi teknolojilerini iyi tanımak onlardan korkmamak ve mümkün olan en fazla faydayı sağlayabilmek olmalıdır. Yönetim Bilişim istemleri dersinizin içeriği ise sizin bu kavramları öğrenmenizi sağladığını düşünüyorum.
Uzmanlaştığınız alan pazarlama, üretim, finans, muhasebe, insan kaynakları veya herhangi bir alan olabilir. Her biri için çok önemli olan bilgileri hızla üretebilmek ve bunları yorumlayarak kararlarınıza taşıyabilmenizdir. Diğer bir deyişle Bilgi Sistemlerine dayalı bir karar mekanizması kurmanızdır. Uygulama alanınız farklı sektörler olabilir. Kamu veya özel sektörde Hastane yöneticiliğinden spor yöneticiliğine kadar giden tüm yöneticilik alanlarında bilgi en önemli bir kaynak olarak kararlarınızın temelini oluşturacaktır. Bu bilgi ise hafızalarınıza doldurmanız gereken bir bilgi değil bilgi teknolojilerinden gerektiği zamanda kullanmak üzere ürettiğiniz ve düşüncelerinizi de katarak kararlarınızda kullandığınız bilgidir. İç kaynaklı veya dış kaynaklı bilgi olarak her zaman önünüzde durabilecek bir bilgi olmalıdır. Bu ise söylendiği gibi o kadar kolay olmayabilir. İşte yapmanız gereken bu bilgiyi size istendiği anda sunabilecek, anlamlı hale getirilmiş sadece informe(inform) etmenin dışında analizler sonucunda daha da anlamlı hale getirilmiş faydalı bilgi(knowledge) olarak üretebilmenizdir. Bunun alt yapısın donanım, yazılım ve iletişim teknolojileri ile hazırlamış ve bu sistemin etkin şekilde çalışmasını sağlayacak organizasyon ve yöntemleri belirlemiş iseniz başarılı bir yönetim sisteminin alt yapısını kurmuşsunuz demektir. Şüphesiz bu alt yapı sürekli gözden geçirilen bir yapı içinde olması da devamlılığını sağlayacaktır. Herşeyden önce bilgi alt yapısını size sağlayacak bir yönetim anlayışına sahip olmak ve buna inanmak çok önemlidir.
Kurumsal yönetimin alt yapısını oluşturan bilgi/bilişim teknolojileri olacak şekilde yönetim anlayışımız değişmelidir. Ancak yeni teknolojilerle ortaya çıkan yeni sorunların üstesinden gelecek yetenekte ve sorumlulukta yöneticiler gerekecektir. Üst yönetimde çalışacak yöneticilerin karara yönelik faydalı bilgi üreten yazılım teknolojileri ile çalışmaya hazır olmalıdır.
Gelecek on yıl içinde kolay erişilebilir internet, işletme içindeki bilgileri paylaşmak üzere kurulan intranet, müşterileri ile bilgileri paylaşmaşabilmek için kurulan extranet, kolay kulanılabilir yazılım ve donanım teknoljilerinin varlığı ile yönetim kademelerinde çok önemli bir azalma olacağını hep beraber göreceğiz. BT’yi optimal kullanma konusunda hemfikir olan işletmeler ürün ve servis üretimindeki maliyetlerini ve sürelerini kısaltabilen konumda olacaklardır. Ürün veya sunulan hizmet işlemlerini veya üretim fonksiyonlarını BT ile birleştirmekten korkan, çekinen işletmeler ve onların anahtar yöneticileri ayakta kalamayacaklardır(A.Shaikh,2002).
BT’nin hakim olduğu yeni yüzyılın başlangıcı yeni konuları ve sorunları beraberinde getirebilecektir. Internet, Intranet, Extranet, elektronik ticaret işletmeleri çok daha yakınlaştıracaktır. Örneğin Japon sermaye piyasasındaki küçük bir kıpırdama Newyork sermaye piyasasını veya bir diğerini anında etkiliyebilecetir. Bugünün işletmelerinin çoğunun doğal olarak çok uluslu ve çok kültürlü olduğunu görmekteyiz. Hammadde binlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkeden alınabilmekte bir başka ülkede alt montajı yapılırken son montajının da ülkemizde yapıldığı örnekler mevcuttur. Ürün veya hizmet sunan herhangi bir organizasyonda sorumlu olan bugünün yöneticileri bulundukları ülkenin dışında küresel(global) durumun düşüncesi içinde olmalıdırlar. Bugünün yöneticileri kültürel ve yönetim farklılıklarını anlamalı rekabet edebilmek içinde hızla uyum sağlayabilmelidirler.
Bugün önemli sayıda firma, departman ve birimler insan, ürün, hizmet ve süreçlerle ilgilenmek yerine katı bir hiyerarşi uygulamakta ve fonksiyonların kontrolu ile uğraşmaktadır. Yöneticiler de bu küçük alan veya bölümlerini tam kontrol altına almayı düşünürken karar verme otoritesini etkileyen dışarısıyla ilgilenmeyi tercih etmemektedirler. Sonuç olarak da ürün ve hizmet süreçleri de daha uzun zaman almaktadır. Ancak bugünün rekabetçi ortamında ürün ve hizmet sürecini kısaltabilmek işbirliği dünyasından geçmektedir.
İşletmeler bu katı hiyerarşik bariyeri kırmalı ve aynı zamanda müşteri, tedarikçi, çalışanlar, devlet kuruluşları gibi ilişkili olan her kişi ve kurumla çalışmaya açık olmalıdır. Internet teknolojileri bu konuda hiyerarşi bariyerini kırmak olanağı sağlamaktadır. Örneğin yeni bir prototip ürün geliştirme yapan bir makine operatörü tasarımla ilgili sorusunu yanında bulunmayan tasarım mühendisine anında e-mail ile ulaştırabilir ve problemi hızla çözebilir. Eğer işletmeler işbirliği ortamına geçiş yapmazlar ve uyum sağlayamazlar ise günümüzün küresel ve rekabetçi dünyasında başarılı olamayacaklardır.
Bugünün yöneticileri sadece yönetim ve insan konularında değil aynı zamanda teknik ve teknolojik konularda temel yeteneklere sahip olmalıdır. İşletme içindeki pazarlama, üretim, finans, muhasebe, mühendislik ve diğer işletme fonksiyonları ve yönetimin bütün seviyeleri BT’nin etkisinde kalır. Bu nedenle yöneticiler BT’yi iyi anlamak ve yorumlamak zorundadırlar. İşletmeler bilgi teknolojilerinden daha çok yararlanan yöneticileriyle başarıyı yakalayacaklardır. İşletmeler de teknolojiye inanan ve bu bilgi ile donatılmış çalışanları ile kurumsal bilgi kültürünü yakalayacaklardır. Bilgi toplumuna geçiş ise çalışanların ve yöneticilerin bilgiyi kullanmaları, kurumlarında paylaşmaları ve gerektiğinde çevreye taşımalarıyla mümkün olabilecektir. Küresel ekonomi içinde çok uluslu ve çok şirketli işbirliği içinde uyumlu çalışabilen yöneticiler rekabet üstünlüğü sağlayabilecektir. Bu ise çok kültürlü bir yönetici profilini ortaya koymaktadır.
Küresel bilgi alt yapısını oluşturmak verimliliği, ürün ve sunulan hizmette kaliteyi yükseltebilmek için de önem kazanmaktadır. E-iş (e-Business) geleceğin en önemli kavramı haline gelecek olup işletme fonksiyonlarının işletmeler arasında elektronik ortamda yapılacağını göstermektedir. E-devlet ise kamu kuruluşlarının tüm hizmetlerini elektronik ortamda verilebileceğini göstermektedir. Bu nedenle ister üzel sektör olsun isterse kamu sektöründe olsun çalışan yöneticilerin genel yönetim bilgilerinin yanısıra mutlaka teknoloji bilgisiyle donatılmaları gerekmektedir.
Teknolojik değişimler işletmeler için yoğun rekabet ortamında önemli bir fırsat oluştururken doğru metodoloji belirleyemiyenler için tehdit oluşturacaktır. Diğer taraftan bilgi teknolojilerinin kullanımına kurum kültürü olarak hazır olmayanlar, üst yönetim ve çalışanları tarafından desteklenmeyen bilgi teknolojileri işletmeye üstünlük sağlamayacağı gibi sorunlar oluşturabilecektir. Bu nedenle yöneticilerin en önemli görevi işletmelerini teknoloji dönüşüme ve kurumsal kültüre hazırlamaları olacaktır. Aksi halde dünyanın en gelişmiş donanım ve yazılım teknolojilerine sahip işletmeler çalışanları ile bu sistemlere sahip çıkmazlar ise başarısız olabileceklerdir. Diğer bir deyişle bilgi sistemlerine sadece donanım, yazılım ve iletişim teknolojileri olarak bakmamak aynı zamanda insan odaklı bir proje olarak bakmak gerekecektir.
Geleceğin yöneticileri, bilgi teknolojilerini anlayabilen, tanıyan, değişimden korkmayan ve çalıştıkları kurumu değiştirmekten korkmayan ve işletmelerini bu doğrultuda değişime hazırlayan yöneticileri olacaktır. Sizleri bu doğrultuda yönlendirebilmek için bizlere düşen görev işletme okullarında ders programlarımız ve içeriklerimizi gözden geçirmek ve yenilemek olacaktır, sizlere düşen görev ise bu konudaki eksiklerinizi tamamlamak ve öncelikle kendinize bilgi yatırımı yapmanız daha sonra da çalışacağınız işletmelere katkı sağlamanız olacaktır. Bilindiği üzere bir ülkenin ekonomisi, kamu ve özel sektörde sahip olduğu yöneticileriyle değer kazanacaktır. (28 Mayıs 2006)
Sevgiyle kalın,
Prof.Dr. M.Erdal Balaban